Abbasi Halifeleri ile Büyük Selçuklu Sultanları Arasındaki Münasebetler
Öz
Abbasi Devleti ikinci devrinde zayıflamış, toprak kaybetmiş ve hilâfet toprakları üzerinde bir
çok devletler kurulmuştur. Bu devletlerin en büyüğü Büyük Selçuklu Devleti’dir.
Abbasi halifesi Kaim Biemrillah, Büveyhî sultanının elinde bir kukla haline gelmişti. Hiçbir
yetkisi yoktu. Doğuda güçlenerek egemen bir güç haline gelen Tuğrul Bey’i Bağdat’a davet
etti. Bu davet üzerine 447/1055 yılında Bağdat’a giren Sultan Tuğrul, halife tarafından büyük
bir coşkuyla karşılandı. Halife ona “Doğunun ve batının hükümdarı” ünvanını verdi. Tuğrul
Bey halifenin siyasî yetkilerini ele geçirdi. Halife sadece dinî bir lider olarak kaldı. Bu durum
sonraki Selçuklu sultanları döneminde de devam etti.
Sultan Melikşah’ın ölümünden sonra kardeşler arasındaki taht mücadelesinden dolayı halifeler
Selçuklulara karşı bağımsızlık mücadelesine giriştiler. Büyük Selçuklu Devleti Sultan Sencer
döneminde toparlanmaya çalıştıysa da onun ölümünden sonra devlet parçalandı.
Selçuklular Bağdat’ta Nizamiye medreseleri adı altında eğitim kurumları açarak bölgenin kültürel
hayatına da katkıda bulundular. Ayrıca bu kurumlarda Sünnî ideolojiyi yayarak o dönemde
bir tehlike olarak gördükleri Şiîliği, ilmî yoldan bertaraf etmeye çalıştılar.
Selçuklu sultanları halifelerin kızlarıyla evlenerek veya onlara kızlarını vererek akrabalık
kurmaya da önem verdiler.
Selçukluların Bağdat’a egemen olmalarından sonra Bağdat’ta ticarî ve ekonomik hayat
canlanmıştır. Bunda Ortaasya ile yapılan kervan ticaretinin önemli bir yeri vardır.
Tam Metin:
PDFRefback'ler
- Şu halde refbacks yoktur.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.